Takımın sana ihtiyacı olduğunu hissettiğin anlarda sen nerede olursun? Hemen her kategoride oldukça sık rastlanan durumlardan biridir. Lider ruhlu, “winner” olarak tabir edilen oyuncular maça her an damga vurabilirler. El yakan, kimsenin atmak, sürmek istemediği anlarda hep onlar vardır. Kaçmazlar, saklanmaz ve bahane uydurmazlar.
O an geldiği zaman koçun mola hakkı var ise set onların üstüne kurulur. Bu tür oyuncuların sayısının çok olduğu takımları düşünmek insana keyif veriyor.
Altyapılara baktığımız zaman, birçok yetenekli basketbolcu adayını görüyoruz. Bu sporcuların bazıları gerçekten ciddi fundamental becerilerine sahipler, bazıları ise sadece fiziksel avantajları sayesinde öne çıkabiliyorlar.
Bununla beraber bazı sporcular var ki gerçekten kazanmak istiyorlar bunun içinde koçtan fırça yemeyi, seyircilerin, ailelerinin eleştirilerini ve birçok şeyi göze alıp o topu kullanmak istiyorlar ve kullanıyorlar da. Sonuç = Yürek?
Bunu yapan altyapı sporcuları ilerleyen yıllarda, artık doğru pozisyonda top kullanmayı, pas vermeyi ya da sürmeyi çok daha iyi şekilde süzebilirken, diğer sporcular maalesef bu arenadan silinip gidiyor ya da hedefledikleri veya hayalini kurdukları yerlere ulaşamıyorlar.
Hata yapmadan “winner” oyuncu olabilir misin? Tabii ki hayır. Hata yapıp o hatayı tekrar yapmayı göze alan, o hataları yapmamak için daha çok çalışan ve çalışmasına destek olsun diye antrenörünü zorlayan oyuncular, kaybedebilirler mi? Sadece bir maç kaybedersin ki, o oyuncuyu kazanıldıysa varsın o maçta kaybedilsin zaten. Altyapılardan oyuncu çıkartmanın zorluğunu altyapı antrenörleri gayet iyi biliyorlar.
Ya A takımlarda her şeyin profesyonelce olduğu o seviyelerde? Bazen öyle anlar gelir ki nedense top hep belli kişilerin ellerinde şekillenir. Çünkü oralar başka kırılmaların yaşandığı yerlerdir. A takımlarda oynayan her oyuncuda her topu kullanmak istemeyebilir. Maçın başında ya da fark açılmış durumdaysa ( hangi taraf adına açık olduğu fark etmez) her oyuncu çembere rahatlıkla gider çünkü kaybedilecek çok şey yoktur. Bununla beraber ya dengeli giden anlarda, maçın kritik anlarında hep onlar vardır ve o kritik anlarda şartlar ne olursa olsun sorumluluk alırlar.
Her şeye rağmen unutmamak gereken bir nokta daha var bazı değerler insanın içinde hep vardır ve sadece ortaya çıkarılmayı beklerler?